Migros, 20 Mayıs Dünya Arı Günü kapsamında arıcılık sektörünün sürdürülebilirliğini, yerli üretimin desteklenmesini ve biyoçeşitliliğin korunmasını odağına alan kapsamlı bir konferansa ev sahipliği yaptı. Bingöl Balı’nın Avrupa Birliği Coğrafi İşaret tesciliyle uluslararası düzeyde kazandığı koruma, arı sağlığı, iklim değişikliği ve çevre dostu üretim modelleri gibi konuların çok boyutlu olarak ele alındığı konferansa kamu, akademi ve özel sektörden uzman isimler katıldı.
Arıcılık sektöründe sürdürülebilirliği sağlamak, yerli üretimi desteklemek ve çevre dostu üretim modellerini yaygınlaştırmak amacıyla arıcılık üzerine projelere imza atan Migros, Dünya Arı Günü’nde önemli isimleri ağırladığı bir konferansa ev sahipliği yaptı. Uzun yıllardır arıcılığın ve biyoçeşitliliğin korunması amacıyla çalışmalar yürüten şirket, ülkemizin Avrupa Birliği Coğrafi İşaretli tek balı olan Bingöl balının iyi üretim uygulamaları kapsamında sürdürülebilir üretimi ve markalaşmasına destek veriyor, arı sağlığını ve ekosistemi koruyan bilinçli arıcılık için çalışmalar yürütüyor. 20 Mayıs Dünya Arı Günü kapsamında arıcılık sektörünün sürdürülebilirliğini, yerli üretimin desteklenmesini ve biyoçeşitliliğin korunmasını odağına alan şirket, bu doğrultudaki farkındalığı artırmak amacıyla kapsamlı bir konferans da gerçekleştirdi.
Konferansa alanında uzman isimler katıldı
Şirketin, 20 Mayıs Dünya Arı Günü kapsamında düzenlediği konferansa kamu, akademi ve özel sektörden uzman isimler katıldı. Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, ‘Havayı Koklayan Adam’ Lakabıyla Tanınan Meteoroloji Mühendisi Bünyamin Sürmeli, BEE’O Kurucusu ve Gıda Yüksek Mühendisi Propolis Uzmanı Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, TEMA Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, Anavarza Bal Genel Müdürü Can Sezen, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, Uzman Diyetisyen Selahattin Dönmez, Migros Kalite ve Çevre Yönetimi Direktörü Serpil Ürek gıda güvenliği, iklim değişikliği, sürdürülebilir beslenme, arıcılık, yerel üretimin desteklenmesi, arı sağlığının korunması ve çevre dostu arıcılık modelleri gibi başlıklarda görüşlerini ilettiler.
’’Sürdürülebilir arıcılığı teşvik eden projelere yatırım yapıyoruz’’
Programın açılışını yapan ve arıcılık sektörünün geleceğini şekillendiren kurum ile uzmanları bir araya getirerek sürdürülebilir arıcılık adına önemli bir diyalog zemini oluşturduklarını söyleyen Migros Grubu Pazarlama İcra Kurulu Üyesi Ekmel Baydur, “Şirket olarak sadece raflara kaliteli bal taşımakla yetinmiyoruz; arı sağlığını ve ekosistemi gözeten sürdürülebilir çalışmalara da destek oluyoruz. Bir arı sadece yarım kilo bal üretmek için yaklaşık 2 milyon çiçek geziyor. Tozlaşma, tarım ürünlerinin üretimine ve ekosistemin sürekliliğine katkı sağlıyor. Arıcılığın doğa ve insan yaşamı için taşıdığı hayati önemin bilinciyle, yerli üreticilerimizle iş birlikleri kuruyoruz. Eğitim, Ar-Ge ve kalite kontrol süreçleri desteklerimizle sürdürülebilirliği sağlıyoruz. Bingöl Valiliği önderliğinde hayata geçirdiğimiz, Avrupa Birliği Coğrafi İşaret tescili alan Bingöl Balı’nın analizlerinin artık Türkiye’de yapılabiliyor olması, yerli üretimle birlikte bilimsel kapasiteyi de güçlendirdiğimizin önemli bir göstergesi. TAB ve BEE’O ile yürüttüğümüz projemizle, kış aylarında arıların beslenmesine destek olacak yem hammaddelerini üreticilerimize ulaştırıyoruz. Migros Aile Kulüplerimiz, Halk Eğitim Merkezleri ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlükleri iş birliğiyle farklı illerde MEB sertifikalı ‘Arı Yetiştiriciliği’ eğitim kursları düzenliyor. Anavarza Bal, kursiyerlerimize iyi bir başlangıç yapmaları için kovanlar hediye ediyor. Bu kurslarla bugüne kadar 924 arı yetiştiricisini sektöre kazandırdık” dedi.
Programda konuşan BEE’O Propolis Kurucusu ve Genel Müdürü, Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı, arı ürünlerinin gıda güvenliği, sürdürülebilirlik ve insan sağlığı açısından taşıdığı stratejik öneme dikkat çekti. Samancı, “Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) ve BEE’O Arı Ürünleri olarak Migros ile önemli bir iş birliği gerçekleştirdik. Şirket, kış aylarında arıların besin ihtiyacını karşılamak için Türkiye genelindeki depolarından yem hammaddeleri temin etti. Adana Arı Yetiştiricileri Birliği aracılığıyla bu hammaddeler üreticilere ulaştırıldı. Bu sayede arıların bahar aylarına sağlıklı bir şekilde geçişine katkı sağlandı” dedi.
Meteoroloji Mühendisi Bünyamin Sürmeli; İklim değişikliğine, iklim krizi haline gelmeden doğru bakış açısı ile yaklaşılması gerektiğine değindi. “İsrafı kaldır, verimi artır ve insandan yana düşün” başlıklarına odaklanan Sürmeli, “arıların kaderi bahar ayında sadece on beş güne bağlı. Ancak iklim değişikliği bu önemli dönemi kaybetmemize sebep oluyor” dedi
Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, “Arı ve biyoçeşitliliği birbirinden ayıramayız. Son 50 yılda dünya nüfusu 2 kat arttı ancak tarım alanları ve arı popülasyonu o oranda artmadı. Yerele sahip çıkmamız hem bize hem gezegene hem toprağın biyoçeşitliliğine iyi geliyor. Anadolu’da tüm Avrupa’da olan bitki çeşitliliğinin 12 katı bir bitki çeşitliliği var” dedi.
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “Balparmak ile Vakfımızın düzenlediğimiz “Arılar Varsa Yarınlar Var” projemizle okullara giderek arıların önemini anlatıyoruz. Bugüne kadar 54 ilde 70 bin çocuğa ulaştık. Migros ve Balparmak ile geçekleştirdiğimiz “Bir Kovanda 60 Bin Arı” projesiyle ise resim yarışması düzenliyor ve fidan dikiyoruz. Diktiğimiz her bir fidan, iklim krizine karşı biyoçeşitlilik, gıda, su açısından çok önemli” dedi.
Dünya Arı Günü’nde Migros Aile Kulüpleri tarafından düzenlenen arıcılık etkinlikleri kapsamında, 12-24 Mayıs tarihleri arasında Tarım İl Müdürlükleri ve Halk Eğitim Merkezleri iş birliğiyle çeşitli şehirlerde seminerler ve atölyeler düzenleniyor.