Son dönemde endişeye neden olan keneye ilişkin uyarılarda bulunan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Deniz Borcak, “Kene tutunduktan sonra belirtiler hemen ortaya çıkmayabiliyor. Belirtiler çok keneye has değil, grip gibi ateş, boğaz ağrısı, kas, eklem ağrısı olabilir. Kene ısırığıyla başvuran olgular olmakta ancak Kırım Kongo Kanamalı Ateşi tanılı hastamız yok, önceki yıllara göre artış tespit etmedik. Hastalık, yüzde 10-15 olguda ağır ve kanamalarla seyredebilir, Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği kesin, etkili bir tedavi, aşı da yok. Yeni tür için de araştırmalar devam etmekte, endişeye gerek yok” dedi.
Son dönemde ölümlerle gündeme gelen kene toplumda endişeye neden olurken uzmanlar uyarıyor. Hava sıcaklıklarının yükselmesiyle park, bahçe, mesire alanı gibi yeşil alanlarda vatandaşlar yoğunluk oluştururken Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Deniz Borcak, kişilerin açık renkli ve uzun giysiler tercih etmesi ve vücutlarını kontrol etmesi gerektiğini belirtti. Keneyle ilgili en korkulan tablonun Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Borcak, kene tutunması başvuruları olduğunu aktarırken bu durumlarda yapılması gerekenleri aktardı.
“Belirtiler hemen ortaya çıkmayabiliyor”
Uzm. Dr. Deniz Borcak, “Keneyle ilgili bahar aylarının gelmesi ve sıcaklıkların artmasıyla en çok korkulan ve ölümcül seyredebilen hastalık; Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA). Bu hastalığın bulaşı, kenelerin insanlara tutulmasıyla, uygunsuz yolla kenelerin çıkarılmasıyla, hasta kişilerden ya da kene tutulmuş hayvanların enfekte doku ve sıvılarıyla temasla olabilmekte. Ülkemizde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi 2002 yılından beri görülüyor. 2002’den 2024’ün sonuna kadar 17 binin üzerinde vaka görüldü, 800’ün üzerinde ölüm var. Geçen sene de ülkemizden 20 ölüm bildirildi. En çok görülen bölgeler derseniz; Kelkit Vadisi dediğimiz Orta Karadeniz, İç Anadolu’nun kuzeyi, Doğu Anadolu Bölgesi Yozgat, Tokat, Sivas, Gümüşhane, Erzincan, Çorum gibi bölgelerde daha sık karşımıza çıkmakta. Kene tutunduktan sonra belirtiler hemen ortaya çıkmayabiliyor. Bir kuluçka süresi var, yaklaşık 3 gün sonra belirtiler ortaya çıkıyor. Belirtiler çok keneye has değil, bir grip gibi ateş, boğaz ağrısı, kas, eklem ağrısı olabilir. Bazı olgularda bulantı, kusma eşlik edebilir. Keneyi kişi kendisi bir an önce çıkarmalı ama dikkat edeceği nokta; çıplak elle çıkarmamalı” diye konuştu.
“Çıkartılan kene alkol içeren bir kaba konularak bertaraf edilmeli”
“Kene ile kişinin eli arasında bariyer bir malzeme olmalı” diyen Uzm. Dr. Borcak, “Eldiven olabilir, biz hastanede bir vidayı yerinden söker gibi saat yönünün tersi yönünde çıkarıyoruz. Keneyi çıkarttıktan sonra ya da çıkarmadan önce oraya aseton, kolonya, sigara herhangi bir madde dökülmesini, çıkarılan kenenin de doğaya atılmasını istemiyoruz. Çıkartılan kenenin alkol içeren bir kaba konularak bertaraf edilmesini istiyoruz. En çok tuttuğu yerlerde kulak arkası, kasık, koltukaltı, diz arkası, kol ve bacaklar geliyor. Kene uçmuyor, zıplamıyor sivrisinek gibi kan emmek için tırmanarak insan vücuduna ulaşıyor ve kalıyor. Özellikle piknik, kırsal alanda bulunma gibi doğa yürüyüşü olur, avcılık, orman ziyaretleri olabilir sonrasında kişilerin özellikle saçlı deriyi, koltukaltı, kasık gibi bölgelerini, kene tutulmuş mu diye kontrol etmeleri gerekiyor. Hem kendilerine hem çocuklarına bakmaları gerekiyor çünkü ben gibi gözükebilir kişiler kene tutunduğunu fark etmeyebilir” dedi.
“Yüzde 10-15 olguda ağır ve kanamalarla seyredebilir, kesin bir tedavi yok”
Kişinin keneyi kendisinin çıkaramayıp acile gelmesi durumuna yönelik konuşan Uzm. Dr. Borcak sözlerini şöyle sürdürdü: “Acil servislerde usulüne uygun çıkarıp bertaraf ediyoruz. Sonrasında kan testleri var, onlara bakıyoruz, bir problem tespit edilmez, Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden de şüphelenmezsek kişiyi kendi kendini takip etmek üzere taburcu ediyoruz. Baş ağrısı, ateş, kas ağrısı, bulantı, kusma, ishal ya da vücudun herhangi bir yerinde kanama, bu bir diş eti, burun, mide, bağırsak olabilir. Böyle bir sıkıntı yaşadıklarında bir an önce acil servise ya da enfeksiyon hastalıkları polikliniklerine başvurmalarını öneriyoruz. Hastalık, yüzde 10-15 olguda ağır ve kanamalarla seyredebilir, bu hastalıktan kuşkulandığımız hastaları öncelikle hastanemiz enfeksiyon hastalıkları servisinde yatırıyoruz. Uygun izolasyonlarını sağlıyoruz, sağlık çalışanları olarak kişisel korunma önlemlerimizi alıyoruz. Hastalığı doğrulamak için olan testlerimizi yapıyoruz. Tedavi olarak Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği kesin, etkili bir tedavi, aşı da yok maalesef tedavimiz destek tedavisinden oluşmakta. Açık renk kıyafetler giymelerini öneriyoruz sebebi; keneyi fark edebilmek ya da bir piknik örtüsü gibi bir örtü üzerine oturacaklarsa yine açık renk bir örtü kullanabilirler. Vücutta açık bir yer kalmayacak şekilde giyinebilirler. En çok hayvancılıkta uğraşanlar risk altında, tarım bölgelerinde, ormanda çalışanlar, çiftiler, mezbaha çalışanları olabilir yine avcılıkla, son dönemde
doğa sporlarıyla uğraşanlar daha risk altında”
“Kene ısırığıyla başvuran olgular olmakta, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi tanılı hastamız yok”
Kendilerine başvurularla ilgili bilgi veren Uzm. Dr. Borcak, “Havaların ısınması, piknik ve kırsal ortamda bulunma nedeniyle kene ısırığıyla hastanemize başvuran olgular olmakta ancak doğrulanmış bir Kırım Kongo Kanamalı Ateşi tanılı hastamız yok ve önceki yıllara göre de herhangi bir artış tespit etmedik. Mevsim itibariyle kene ısırıklarının diğer mevsimlere göre daha çok görüldüğü bir dönemdeyiz. Dünyada yaklaşık 900’e yakın kene türü var, ülkemizde de 56 kene türü var. Bu da onlardan birisi, o ya başka bir kene fark etmez, hastalığı taşıyıp taşımaması önemli. Kene ısırığıyla gelen vaka vardı, kendisinin kontrol tetkiklerini aldık, muayenesini yaptık, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi olmadığına kanaat getirdik. 10 gün kendisini takip etmesini önerdik. Şu an için her zamankinden daha farklı bir şekilde artış görmedik. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi kene ile bulaşan hastalıklardan sadece bir tanesi, birçok virüs ya da etken kene ile bulabilmekte yeni tür için de incelemeler, araştırmalar devam etmekte, paniğe, endişeye gerek duyulacak bir durum yok. Bir kene tutunması öyküsü varsa hastalarımızın kendi ya da yakınlarının bu bilgiyi, bize vermeleri gerekiyor biz de bu tanıya yönlenelim” şeklinde konuştu.